Powered By Blogger

29 Ocak 2011 Cumartesi

Ninja’sın sen Ninja kal haydi çek kılıçları ( ninja sassassin)

James McTeigue ilginç bir yönetmen. V for Vendetta ile başladı, The Invasion’la devam etti, geçen sene de Ninja Assassin’i çekti. Matrix serisinde yardımcı yönetmenlik yapmış. Wachowski Biraderler’le arası iyi.
Ninja Assassin, Matrix’in [1999] açtığı ultra teknolojik anlatım tarzını benimseyen filmlerden. Şahsen, 2000’ler itibariyle ortaya çıkan yeni kuşak aksiyon filmlerini birbirinden ayıran özellikleri saptamakta zorluk çekiyorum. The Boondock Saints II, Smokin’ Aces, Snatch, Kung fu Hustle, Avatar gibi filmler aynı teknolojik temel üzerinde yükselen yapımlar. Bu filmlerin baş döndürücü, görkemli niteliği, hikayeyi hakikaten besliyor mu, yoksa gölgeliyor mu? İşte bundan emin olamıyorum.
Ninja Assasin’e gelelim: Asırlardır suikastçı Ninjalar yetiştiren geleneksel bir okul vardır. Bin nevi Ninja Meslek Lisesi. Yetimhanelerden çocuklar kaçırılır, son derece zorlu bir eğitimden geçirilir ve durdurulamaz savaşçılara dönüştürülür… Raizo işte onlardan biridir. Fakat Raizo, bu Ninjalığın tadına pek varamamıştır. Ustası Ozunu’nun eğitim ve disiplin anlayışı, Raizo’ya uymamaktadır. Ozunu’ya rest çeker ve Ninja ‘ailesinden’ firar eder. Raizo bir yandan peşindeki Ninja ordusundan sıyrılmaya, bir yandan da suikast çemberindeki bir ajan olan Mika’yı kurtarmaya çalışmaktadır.
Kimileri filmdeki dövüş koreografisini beğenmiyor. Başroldeki Rain adlı oyuncuyu pop stara benzetiyorlar. [Kaldı ki filmde tam da bununla ilgili bir şaka var.] En önemlisi, senaryo çok basitti filan diyorlar. Bence film seyre değer. Senaryonun alışılmışlığı, görselliğin ihtişamıyla dengeleniyor. Ninjaların her zamanki insanüstü performansı, görsel efektlerle zirvenin de ötesine yükseltilmiş. İlkel silahların modern silahları alt edişini görmek enteresandı doğrusu.
Kötü adam Ozunu rolündeki Sho Kosugi’yi çocukluğumuzun Ninja filmlerinden hatırlıyorum. Epey yaşlanmış. Düşünüyorum da, sinema, bize birçok oyuncunun gençliğini ve ihtiyarlığını yan yana, art arda göstererek dünyanın faniliğini güçlü bir biçimde vurguluyor. En ‘ekşınlı’ filmde bile bir ibret motifi beliriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder