Powered By Blogger

5 Ağustos 2011 Cuma

Görmek, Duymak, Konuşmak Üzerine


Tam da bugün Ramazan'ın ilk Cuma gününde, laf lafı açmş, söz dönmüş dolaşmış birilerinin arkasıdan konuşmakla ilgili bir muhabbete gelmişti nedense. "Gördüğünü ört görmediğini söyleme" diye bir söz vardır ya hani kültürümüzde. Bırak kulaktan dolma laflarla arkadaşının kusurlarını başkalarına anlatmayı, gözünle görsen bile kimseye söylemememizi öğütlüyordu ilahi terbiye. Biz baskalarının kusurları ile uğraşacağımıza kendi kusurlarımızı düzeltmeye çabalamalıydık gibi bir minval üzere akip giderken sözler, ben bir ara koptum muhabbetten. Görmek, duymak, söylemek kelimeleri ile ilgili çok laf edilince, bak aklıma neler geldi şimdi durup dururken...

Helen Keler adını duymuş muydun bilmiyorum. Helen 1880 lerde sağlıklı bir bebek olarak dünyaya gelmiş. 2 yaşına dogru dünyada cok nadir görülen bir hastalik sebebiyle hem kör hem sağır olmus. Bu kadar küçük yaşta duymaz olunca tabii, konuşmayı da öğrenememiş. Düşünebiliyor musun hem kör, hem sağır hem de konuşamayan biri. Peki insanlarla nasıl ilişkisini geliştirebilecek ki? Çok zor bir durum öyle değil mi? Beterin en beteri yani... Çok ilginç bir hayat hikayesi var Helen Keler'in. 7 yasina gelene kadar kendi kendine 60 in uzerinde işaret icat etmis. 1887 yillarinda Alexander Graham Bell işitme özürlüler icin çalışmalar yapıyormuş. Helen'in ailesi Graham Bell'e gitmişler.  Helen konusunda yardim talep etmişler. Helen'i büyük mucidin yanına bırakmışlar. Helen, Anne Sulvian adinda 20 yaşlarında bir öğretmen eşliğinde Ta doma denilen bir yöntemle konusan insanlarin dudaklarina dokunup titresimleri hissederek ve bir de sağır dilsiz alfabesindeki kabartilari Helen'in avucuna bastirarak anlaşılır sekilde düşünüp konuşmayı öğrenmiş.


Sonuçta helen Braille alfabesiyle Fransızca, Almanca, Yunanca, ve Latince öğrenmiş. Her bir sözcüğü avuca yazma metoduyla üniversiteyi üstün başarıyla bitirmiş. Dünyada üniversiteyi bitiren ilk duyma özürlü kişi  Helen Keler olmuş. Dünyaca tanınan bir yazar olmuş aynı zamanda. 88 yaşına kadar görmeden, duymadan, konuşmadan ama özel bir metodla hem okuyan hem yazan faydalı olan biri Helen Keller... Ve tabii ki dehşet bir mücadele ve vazgeçmeme örnegi.

Başkalarının kusurlarını; bırak başkalarından duymayı, gözünle görsen bile kimseye söyleme diyen ilahi terbiyeyle ilgili  muhabbet ederken... Hey bak görüyor musun ben ışınlanmışım  taaa 1800 lere... Bugün de böyleyken böyle  işte!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder