“İngiltere’nin Redditch kenti belediye meclisi, tasarruf etmek için, ölülerin yakıldığı krematoryumdan gelecek enerjiyle havuzun ısıtılması teklifini kabul etti. Söz konusu yöntemin Avrupa’nın birçok yerinde kullanıldığını belirten Belediye Başkanı Carole Gandy, elektronik posta, mektup ve telefonla görüş belirtenlerin yaklaşık yüzde 80-90’ının projeye destek verdiğini kaydetti.” Anadolu Ajansı, Şubat 2011—İyi günler ben Belediye Başkanı ile görüşmek için aramıştım, gazeteciyim.
—Ne konuda görüşecektiniz?
—Şu krematoryum konusu…
—Anladım beyefendi, kendisi şu an havuzda. Öğleden sonra üç için sizi not alıyorum. O zaman ararsanız sizi görüştüreyim.
—Olur. Saat üçte arıyorum o zaman.
—Anlaştık beyefendi, iyi günler.
***
—Alo, ben sabah aramıştım. Belediye Başkanıyla görüşecektim. Krematoryum…
—Evet, tamam. Bir saniye, bağlıyorum.
—Alo.
—Sayın Başkan Carole Gandy ile mi görüşüyorum?
—Evet. Buyurun…
—Efendim, şu basına yansıyan krematoryum konusu hakkında birkaç soru sormak istiyordum.
—Sorun. Pardon, bir dakika… Pardon… Saçlarım ıslak da… Bir saniye… Tamam, şimdi oldu…
—Havuzdan mı geliyorsunuz Sayın Başkan?
—Evet, her gün gitmeye çalışıyorum. Bence yüzmek en iyi sporlardan biri.
—Tabii. Bu havuz o havuz mu?
—Hangi havuz?
—Bu havuz işte. Ölülerin ateşiyle ısıtılan havuz mu?